KPSS Eğitim BilimleriÖğrenme Psikolojisi

Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler – KPSS Ders Notu

 

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER

a. Türe özgü hazır oluş

b. Olgunlaşma

c. Genel uyarılmışlık hali ve kaygı

d. Eski yaşantılar

d1. Olumlu olumsuz transfer (öğrenmenin aktarımı)

d2. İleriye geriye ket vurma

d3. Öncelik sonralık etkisi (seri pozisyon etkisi)

e. Güdülenme

f. Dikkat

g. Yaş

h. Zeka

2. ÖĞRENME YÖNTEMİYLE İLGİLİ FAKTÖRLER

a. Konuya ayrıla zaman

1. Aralıklı çalışma

2. Toplu çalışma

b. Konunun yapısı

1. Parça halinde çalışma

2. Bütün halinde çalışma

c. Etkin katılım

d. Geri bildirim

3. ÖĞRENME MALZEMESİYLE İLGİLİ FAKTÖRLER

a. Algısal yırt edilebilirlik

b. Telaffuz edilebilirlik

c. Anlamsal çağrışım

d. Çağrışımsal basamaklar dizisi

e. Kavramsal gruplandırma

ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

1. ÖĞRENENLE İLGİLİ ETKENLER

a. Türe Özgü Hazır Olma (Doğuştan donanım)

  • Bir organizmanın öğrenmeye biyolojik bakımdan donanımlı olmasıdır.
  • Öğrenmenin temel şartıdır.

DİKKAT; aynı türlerde öğrenme farklılığının sebebi türe özgü hazır oluş olamaz. Bir kuş olarak papağan konuşmayı öğrendiği halde, serçe kuş olmasına rağmen konuşmayı öğrenemez.

b. Olgunlaşma

  • Organizmanın kas gücü ve zihinsel yeterlik açısından bir davranışı yapabilecek düzeye ulaşmasıdır.
  • Öğretilecek bilgi ya da davranışı alabilecek düzeye ulaşmasıdır.
  • Öğrenmeyi sağlayan mekanizmalar, biyolojik bakımdan yeterli düzeye ulaşmadan, öğrenme gerçekleşmez.
  • 4 yaşındaki çocuğa ayakkabılarını bağlama öğretilemez. 6 yaşındaki çocuk soyut kavramları öğrenemez.
  • Türe özgü hazır oluştan sonra ikinci önemli şart olgunlaşmadır.

c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı

Uyarılmışlık: Bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesine denir.

  • Az veya aşırı düzeyde uyarılmışlık iyi değildir.
  • Orta düzeyde uyarılmışlık öğrenme için idealdir.
  • Genel uyarılmışlık halinin oluşmasında, ilgi, tutum, beklenti ve alışkanlıklar önemli rol oynar. Üstelik duyu organlarının normal düzeyde çalışıp çalışmaması da uyarılmayı, dolayısıyla öğrenme sürecini etkiler.
  • Çalışmak istememe, aralıksız çok çalışma, aşırı sıcak ve soğukta çalışma, yatarak çalışma, aşırı stres ve kaygı öğrenmeyi etkiler.

Kaygı: Güçlü bir istek veya dürtünün gerçekleşmeyecekmiş gibi göründüğü durumlarda ortaya çıkan, rahatsız ve tedirgin edici duygulara denir.

  • Genel uyarılmışlık düzeyinde olduğu gibi kaygının da azı veya çoğu öğrenmeyi olumsuz etkiler.
  • Orta düzeydeki kaygı ise öğrenmeyi olumlu etkiler.
  • Akademik yeteneği yüksek öğrenciler, aşırı kaygı yaşasalar bile pek etkilenmezler.
  • Akademik yeteneği düşük öğrencilerin kaygı düzeyi ve buna bağlı olarak da öğrenme düzeyi düşüktür.
  • Üniversite sınavına hazırlanmış birisinin, “her şeye rağmen ben başarılı olamayacağım” şeklinde taşımış olduğu aşırı kaygı, onun başarısını olumsuz yönde etkiler.
  • KPSS’ ye hazırlanan bir bireyin, “bizim alanımızdan çok sayıda personel alınıyor. Bunun için benim ders çalışmama gerek yoktur” diyerek, sınavdan başarısız olması da kaygı düzeyinin çok düşük olduğunu gösterir.
Kaygı düzeyi ve başarı ilişkisi
Kaygı düzeyi ve başarı ilişkisi

d. Eski Yaşantılar

Transfer
  • Öğrenme ile ilgilidir.
  • Hep ileri doğru olur.
  • Bilişsel ve devinişsel olabilir.

1) Olumlu Transfer

  • Bir alandaki öğrenmelerin, başka bir alandaki öğrenmeyi veya önceki öğrendiklerimizin bugünkü öğrenmelerimizi kolaylaştırmasına denir.
  • Basketbol oynayan birinin hentbolu kolay öğrenmesi.
  • Ana sınıfına giderek orada çizgi çalışmaları yapan bir çocuğun, ilkokula başladığı zaman yazı yazmayı diğerlerine göre daha çabuk öğrenmesi olumlu bir aktarmadır.
  • Bisiklet sürmeyi öğrenen birisinin, motosiklet sürerken de diğer arkadaşlarına oranla dengesini daha kolay sağlaması.

2) Olumsuz Transfer (Alışkanlık Karmaşası)

  • Bir alandaki öğrenmelerin başka bir alandaki öğrenmeyi yada önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenmelerimizi zorlaştırmasına olumsuz aktarma denir.
  • İki parmakla daktilo yazmayı öğrenen birisinin, on parmak daktilo yazmaya çalışırken zorlanması olumsuz aktarmadır.
  • Uzun süre soldan direksiyonlu araba kullanan birisinin, direksiyonu sağda olan bir arabaya bindiğinde bir süre zorlanması olumsuz aktarmadır.
  • Buzdolabı kapağının açılış yönünün değiştirilmesi halinde hep önceki taraftan açmaya çalışma.
Ket Vurma
  • Unutmayla ilgilidir.

1) İleriye Ket Vurma

  • Önceden öğrendiklerimizin yeni öğrendiklerimizi unutturmasıdır.
  • Tarih atarken 2019’u kullanmamız gerekirken 2018’i kullanmamız.
  • Liseye geçen birinin lise numarası yerine ortaokul numarasını söylemesi
  • Birinci derste öğrenilenlerin ikinci dersteki bilgileri unutturmasıdır.
  • Yeni evlenen birinin yaptığı bir işte evlenmeden önceki soyadını kullanmasıdır.

2) Geriye Ket Vurma

  • Yeni öğrendiklerimizin önceden öğrendiklerimizi unutturmasıdır.
  • Tarih atarken 2018’i kullanmamız gerekirken 2019’u kullanmamız.
  • Liseye geçen birinin ortaokul sorulduğunda lise numarasını söylemesi
  • Bankacılık işlemlerinde kızlık soyadı sorulduğunda bireyin evlilik soyadını söylemesi.
Seri Pozisyon Etkisi
  • Hatırlama ile ilgilidir.

1) Öncelik Etkisi

  • Bir listenin başında yer alan bilgilerin sonunda yer alan bilgilere göre kolay hatırlanması.

2) Sonralık Etkisi

  • Bir listenin sonunda yer alan bilgilerin başında yer alan bilgilere göre kolay hatırlanması.

e. Güdülenme ( Motivasyon )

  • Organizmanın harekete geçmesi için, en önemli etken güdüdür.
  • Güdülerin kaynağı ihtiyaçlardır.
  • Sonucu ise davranıştır.
  • Dürtü ise organizmanın biyolojik olarak dengede kalmasını sağlayan fizyolojik ihtiyaç alanlarıdır.
  • İhtiyaç – Dürtü – Güdü – Davranış = Güdülenme Acıkma – acıkmanın şiddeti – yemek arama eğilimi – yemek yeme
  • Güdüler ikiye ayrılır.

1. Birincil Güdüler: Biyolojik ihtiyaçlarla ilgilidir. Açlık, susuzluk, cinsellik, güvenlik vb.

2. İkincil Güdüler: Doğuştan getirilmeyip sonradan ortaya çıkan ihtiyaçlarla ilgilidir. Başarı, takdir edilme, beğenilme gibi sosyal ihtiyaçlarla ilgilidir.

Güdülemede Yükleme

  • Davranışları nedene bağlamadır.
  • Weiner’ in Denetim Odağıdır.
  • İkiye ayrılır.

İçsel Yükleme: Davranışın nedeni kendini görmedir.

  • Çalışmadığım için başarısız oldum gibi.

Dışsal Yükleme: Davranışın nedeni olarak kendi dışındakileri görmedir.

  • Sınav zor olduğu için başarısız oldum gibi.

f. Dikkat

  • Organizmanın öğrenilecek konuya bütün enerjisiyle yoğunlaşmasıdır.
  • Bir öğrencinin, sınıfta ders anlatılırken, sürekli olarak öğretmenin davranışlarına yoğunlaşması, konunun kaçırılmasına yol açar.
  • Dikkat istemli, istemsiz ve bölünmüş olarak üçe ayrılır.

g. Yaş ve Zekâ Düzeyi

  • Gerek hayvanlarda gerekse insanlarda, yaşın öğrenme üzerinde önemli derecede rol oynadığı bilinmektedir.
  • En iyi öğrenme yaşının, genç yetişkinlik dönemi olduğu vurgulanmaktadır.
  • Zekâ düzeyi yükseldikçe, daha fazla öğrenmenin olduğu savunulmaktadır.

1. ÖĞRENME YÖNTEMİYLE İLGİLİ ETKENLER

a. Ayrılan Zaman

  • Öğrenme için ayrılan zaman dikkate alınarak aralıklı çalışma ve toplu çalışmadan söz edilir.

1. Aralıklı Çalışma

  • İlgili konunun günlük, haftalık ve aylık olarak, periyodik bir şekilde tekrar edilmesidir.
  • Sistemli ve düzenli bir çalışma biçimidir.
  • Kalıcı öğrenme sağlamak için etkili bir çalışma yoludur.
  • Her gün bir saat çalışma gibi.

2. Toplu Çalışma

  • Ders ya da konuların biriktirilerek, genellikte ihtiyaç duyulan zamanlarda bir bütün halinde çalışılmasıdır.
  • Yüksek not alma ya da sınıfı geçme bakımından faydalı görülür.
  • Genellikle sınavlardan hemen önce yapılan çalışmalar, sıkışık çalışma olarak adlandırılır.
  • Güdülenmeden yararlanma olanağı sağlar.
  • Bireyler amaçlarına çok yaklaştıkça güdülenme düzeyleri de artar.
  • Dolayısıyla, sınava son dakikada çalışan öğrencilerin güdüsü yüksektir.
  • Sınavdan önce unutmayı azaltır. Çünkü öğrenme ile sınav arasına fazla bir uyarıcı girmediği için unutmanın olması da pek beklenmez.

NOT: Öğrenmeye ayrılan zaman, kişisel özelliklere bağlı olmakla birlikte, gençlik döneminde 40 – 50 dakikadır. Dinlenme süresi yaklaşık 10 – 20 dakikadır.

Konunun Yapısı

1. Parça Halinde Çalışma

  • Bütünün kolayca parçalara ayrılabildiği konularda etkilidir.
  • Bir yabancı dildeki kelimelerin öğrenilmesinde parçalara bölerek öğrenme etkilidir.
  • Öğrenilecek malzemenin aşırı derecede uzun olduğu durumlarda bölerek öğrenme daha etkilidir.
  • Oyundaki rolü çok uzun olan bir aktörün, bu rolünü parçalara bölerek öğrenmesi daha kolaydır.
  • Öğrencinin güdülenmesine yardım etmesi ve öğrencinin bir parçayı iyice öğrendiğinde kendisini başarılı hissetmesine olanak tanımasıdır.
  • Yirmi kıtadan oluşan bir şiiri öğrenmek isteyen bir öğrenci, bu şiiri parçalara bölerek daha kolay ezberler.

2. Bütün Halinde Çalışma

  • Bütünün anlamlı parçalara ayrılamadığı durumlarda etkilidir.
  • Bütünün kısa olduğu durumlarda etkili kullanılabilir.
  • Öğrencinin yeteneğine bağlı olarak kullanılabilir.
  • Yani, öğrenci zeki ve çabuk öğrenen bir yapıya sahipse, bütün halinde çalışması daha uygundur.

Öğrencinin Aktif Katılımı

  • Dinle – Oku – Yaz – Anlat.
  • Bu etkinliklerin tamamı, öğrencilerin öğrenme sürecine etkin olarak katıldığının bir göstergesidir.

1. Geribildirim ( Dönüt )

  • İyi bir öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencinin öğrenip öğrenmediği ya da ne kadar öğrendiğiyle ilgili bilgilerin verilmesi gerekir.

3. ÖĞRENME MALZEMESİYLE İLGİLİ ETKENLER

a. Telaffuz Edilebilirlik

  • Telaffuzu kolay olan bilgilerin öğrenilmesi ve aktarılması kolaydır.
  • Bir bireyin, hiç görmediği ve bilmediği bir alfabeyle yazılmış kelime ve cümleleri öğrenmede güçlük çekmesi.
  • Prospektüsleri öğrenmede güçlük çekeriz çünkü telaffuzları zordur.

b. Algısal Ayırt Edilebilirlik

  • Öğrenme malzemesi, çevresinde bulunan diğer uyarıcı ve malzemelerden ayırt edilebildiği ölçüde kolay öğrenilir.
  • Koyu, renkli, farklı karakterde yazılmış ve altı çizilmiş yerlerin algılanması ve öğrenilmesi kolaydır.

c. Anlamsal Çağrışım

  • Öğrencilerin konuları birleştirmesi, ilişkilendirmesidir.
  • Yani olumlu aktarmadır.
  • İki öğeden biri verildiğinde diğerinin hatırlanmasıdır.
  • Bireye özgüdür.
  • Ders notu tutarken veya özet çıkarırken kendi kelimelerini kullanma anlamsal çağrışım sağlanmaya yöneliktir.
  • Beyaz kelimesi, beyaz araba, elbise, süt, gelinlik, peynir, temizlik vb. çağrışımlarda bulunduğu için öğrenilmesi kolaydır.
  • Yemek; mantı, tatlı, döner, sohbet, toplantı vb. çağrıştırır.
  • Faruk hocanın başarıyı, sınavı kazanmayı hatırlatması gibi 🙂

d. Kavramsal Gruplandırma

  • Kavram haritaları akla gelir.
  • Minerallerin, taşlar ve metaller olarak önce ikiye ayrılıp, sonra her basamağın kendi alt basamaklarını oluşturarak öğrenme daha kolay gerçekleştirilebilir.
  • Bir kitabın üniteleri, başlık ve alt başlıkları kavramsal gruplama ve kavramsal basamaklar dizisi meydana getirmektedir.
  • Bütün- parça- bütün ilişkisinin görülmesini sağlar.

e. Çağrışımsal Gruplandırma

  • Bireyin zihnindeki haritalardır.
  • Bireye özgüdür.

NOT: Anlamsal çağrışım ve çağrışımsal gruplandırma bireye özgüdür. Kavramsal gruplandırma konuya özgü olduğu için nesneldir.

Hüseyin Faruk YILDIRIM

Fen ve teknoloji dışında, sinema, fantastik edebiyat ve tarih sevdalısı, sıkı bir Yüzüklerin Efendisi hayranı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu