Gelişim PsikolojisiKPSS Eğitim Bilimleri

Dil Gelişimi – KPSS Ders Notu

Bu yazıda Gelişim Psikolojisinde Dil Gelişimi, Dil Gelişiminde Yaklaşımlar konularına değineceğiz.

DİL GELİŞİMİ

  • En basit şekliyle iletişim aracı olarak tanımlanan dilin, birçok bilim adamı tarafından yapılmış farklı tanımlarına rastlanmaktadır.
  • Dil, insanların birbirlerine bilgi, düşünce ve eğilimlerini aktarabilmelerinin yanı sıra, fikirlerini düzenleyebilmelerini ve duygularını ifade edebilmelerini mümkün kılar.
  • Kültürel değerlerin ve bilgilerin çoğu kuşaktan kuşağa sözlü ya da yazılı sözcükler yoluyla iletilmektedir.

DİL GELİŞİMİNDE YAKLAŞIMLAR

1. DAVRANIŞÇI GÖRÜŞ

  • Bu görüşe göre, çocuklar konuşulan dili, herhangi bir şeyi öğrendikleri gibi öğrenirler.
  • Anne veya önemli diğer kişilerin çocukla ilişkilerinde vermiş oldukları tepkiler çocuk tarafından zamanla dile dönüştürülür.
  • Ödül ve ceza gibi pekiştirenler yoluyla bu gelişim sürdürülür.
  • Pekiştirilmenin yanı sıra, bebeklerin sıklıkla duydukları sesleri taklit etmeleri de dilin kazanılmasında önemli yer almaktadır.
  • “Baa” diye ses çıkaran bir çocuğun babası “baba dedi duydunuz mu?” der ve daha sonra “aferin oğlum” diyerek pekiştirir. Çocukta bunun üzerine kelimeyi öğrenir.

2. SOSYAL ETKİLEŞİM KURAMI

  • Sosyal öğrenmeciler ise tek başına pekiştirmenin yeterli olmayacağını aynı zamanda çocuğun etrafındakileri model alarak taklit etmesi, büyüklerin pekiştirmesi ve geribildirim vermesi ile çocuğun dili öğrendiğini savunurlar.
  • Abisinin çıkardığı sesi taklit eden ve baba demeye çalışan bir çocuk bunu ilk etapta söyleyemez. Model aldıktan sonra mutlaka düzeltilmeli ve pekiştirilmelidir.

3. NATİVİST KURAM

  • Kalıtıma dayalı olarak dil gelişimini açıklamışlar, çevrenin etkisini tamamen göz ardı etmişlerdir.

4. PSİKO-LİNGUİSTİK KURAM

  • Bu kurama göre bütün çocuklar genetik olarak dil öğrenmeye programlı biçimde dünyaya gelirler.
  • Yani insan beyninin bir kısmı bu işe ayrılmıştır.
  • Fakat çocuklar dili öğrenmek için belirli bir olgunluğa ulaşmak zorundadırlar.
  • Bu kuramın en önemli temsilcisi Chomsky ve Lenneberg’tir.
  • Ona göre çocuklar önce isimleri, sonra fiilleri daha sonra sıfatları öğrenirler.
  • Ayrıca çocuk cümlede önce derin yapıyı (soyut anlam – semantik) sonra yüzeysel yapıyı (gramer özellikleri – sentaks) öğrenir.
  • Piaget çocukta düşünce ve dil gelişiminin bir süreklilik içinde değil de, evrelerden geçerek oluştuğunu ve birey çevre ilişkilerinde etkin bir şekilde yapılandığını savunmuştur.
  • Piaget’e göre, bilişsel gelişim ilk planda yer almaktadır.
  • Chomsky, dönüşümsel – üretimsel gramer düşüncesini ortaya atmıştır.
  • Ona göre, hepimiz dil öğrenirken cümle yapısını kavramaya çalışırız. Sonra bu cümle yapılarını çeşitli yapılara dönüştürür ve yeni yeni cümleler üretiriz.
  • Daha önce hiç duymadığımız cümleler kurabilmemiz ve onları anlayabilmemiz bu gramer yapısı sayesinde gerçekleşir.

Genel anlamda dilin elementleri ve ortaya çıkış sıraları şu şekilde özetlenebilir:

DİLİN ELEMENTLERİ

Fonem (ses): Çocuk, dilinin gelişiminde ilk olarak seslerle karşılaşır ve bu sesler üzerinde yeterlilik kazanır. Bu seslere fonem adı verilmektedir.

  • Örneğin “arı” kelimesindeki “a” harfi ile temsil edilen ilk ses bir fonemdir.

Morfem (sıra): Seslerin yan yana gelerek heceleri oluşturmaya başlamasıdır. Dil Biliminde “kök/yapı” anlamına gelmektedir. Bebekler sesleri yan yana koyarak morfem oluşturabilirler.

Semantik (anlam): Semantik genel olarak dilin anlam yönünü ele almaktadır. Kelimelerin anlamını ve birbirleriyle ilişkilerini kavrayabilmektir.

Pragmatik: Kullanılan dilin sosyal bağlamda kullanım uygunluğudur. Yani pragmatikler ile çocuklar, nezaket ifadelerini, argo sözcükleri, emir kavramlarını, dilek ve arzularını iletme kurallarını öğrenirler.

Sentaks (Söz Dizimi – Dilbilgisi): Sentaks gramer bilgisiyle ilgilidir. Eğer bir kişi konuşma dilinde, gramer yapısına uygun şekilde konuşabiliyorsa, sentaks yapıya uygun davranıyor demektir.

  • “Güneş doğdu.” Bu ifade hem semantik hem de sentaks açıdan doğrudur.
  • “Ay düştü.” Bu ifade sentaks yani gramer kuralları açısından doğru olmasına karşın, semantik açıdan yanlıştır.

5. PİAGET’İN GÖRÜŞLERİ

  • Piaget’ye göre, dil gelişimi bilişsel gelişime paralel olarak ilerler ve sembolik oyun arasında sıkı bir ilişki vardır.
  • Piaget, çocukların konuşmalarını benmerkezci konuşma ve sosyalleşmiş konuşma olmak üzere ikiye ayırır.
  • Benmerkezci konuşmanın kaybolarak yerini sosyalleşmiş konuşmanın almasıyla, benmerkezcilik de ortadan kalkar. Piaget bu sürece genetik yapıya (olgunlaşma süreci) dayandırmıştır.

Benmerkezci Konuşma: Çocuk kendi hakkında konuşur, çevresiyle herhangi bir iletişim çabası yoktur. Konuşmalarında herhangi bir cevap beklemez, karşısındaki kişinin kendisini dinleyip dinlemediğini önemsemez. Karşıdaki kişinin sorularına aldırış etmeksizin kendi istediği doğrultuda konuşur. Piaget’ye göre okul öncesi dönemdeki çocukların yaklaşık yarısı böylesi bir doğaya sahiptir.

  • Örnek; Anne: Oğlum oyunun için mutfaktan aldığın şeyleri nereye bıraktın?
  • Çocuk: Şimdi bu pili alıp, yerine takacağım.
  • Anne: Oğlum, duymuyor musun beni?
  • Çocuk: Düğmesini de çevirdiğim zaman tamamdır işte…bak çalıştı oyuncağım..

Sosyalleşmiş Konuşma: Çocuk çevresindeki diğer kişilerle karşılıklı alışveriş içerisindedir. Yani karşısındaki kişi ya da kişilerden isteklerde bulunur, gerektiğinde kızar, bağırır, ya da merak ettiği konularda bilgi alır.

PİAGET’İN DİL GELİŞİM DÖNEMLERİ

AGULAMA DÖNEMİ ( 0–12 Ay )

  • Ağlama, babıldama ve çağıldama olmak üzere üç evreye ayrılır.
  • Ağlama evresinde ağlama yoluyla iletişim kurar ve ihtiyaçlarını fark ettirirler.
  • Babıldama evresinde bab, bub, agu gibi bilinçsiz sesler çıkarmaya başlarlar.
  • Çağıldama evresinde çocuklar ilk kez heceler. Yöresel kullanımlar bu dönemde görülmeye başlar.

TEK KELİME DÖNEMİ ( 12–18 Ay )

  • Atta, mama, anne gibi tek kelimelik sesler çıkarır.
  • Konuşmaya başlamada kritik dönemdir.
  • Tek bir sözcükle farklı anlamlar anlatmaya çalışır. Buna morgem denir.
  • Mesela çocuk top dediğinde bu “topu at” anlamına yada “topu al” anlamında gelebilir.
  • Burada önemli olan çocuğun kullanmış olduğu kelimenin herkes tarafından kabul görmüş olması değildir.
  • Çocuk, kendi oluşturduğu ses dizilerini, belli bir şeyi ifade etmek için kullanıyorsa yine morgem konuşma gerçekleştirdiği söylenebilir.
  • 2 yaşındaki Ayşe annesine suyu kastederek “bu bu” ya da salıncağı kastederek “vın vın” demektedir.

TELEGRAFİK KONUŞMA DÖNEM ( 18–24 Ay )

  • 2 kelime arka arkaya getirilerek anlamlı sözcükler oluşturulur fakat bağlaç kullanılmaz.
  • Anne su, baba gitti, abi atta.

İLK GRAMER SÜRECİ ( 24–60 Ay )

  • Kurallı ve gramerli ilk cümleler kurulmaya başlanır.
  • 2-3 yaşlarında basit soru cümleleri başlar.
  • 3-4 yaşlarında zaman ifadelerini anlayabilir.
  • 4-5 yaşlarında zaman ifadelerini doğru kullanır.

DİL GELİŞİMİ İLE İLGİLİ DİĞER KAVRAMLAR

Kavram Gelişimi: Duyu organlarıyla alınan bir bilgi veya nesneyi zihinsel tasarımlara dönüştürme veya benzer özellik taşıyan uyarıcılara dilsel sembolik karşılıklar verme. Bir nesnenin veya varlığın ismini öğrenme gibi. Aşırı Kurallaştırma: Kuralları ilişkili olan ve olmayan bütün durumlara uygulama eğilimidir. Çocuğun kasaba kasapçı, manava manavcı demesi gibi.

Eksik Kurallaştırma: Kuralları yalnızca öğrenilen örneklerle sınırlandırarak öğrenmedir. Örneğin Annesi bir çocuğa “Ahmet senin büyüğündür ona saygı duymalısın.” demiştir. Çocuk büyükleri içerisinde yalnızca Ahmet’e saygı davranışı gösterisinde bulunmuştur.

Alıcı Dil: Alıcı dil, çocuğun çevresindeki kişilerin dilini anlama becerisidir. Bu beceri çeşitli etkinliklerle artırılabilir. Ayrıca, çocuğun bu beceriye dayanarak, yeni bir kelime öğrenmedeki istekliliği de alıcı dil kapsamında değerlendirilebilir. Eğer çocuk bir olayla ilgili yeni bir sözcük öğrendiğinde, bu olayla ilgili olabilecek diğer sözcükleri de öğrenmek istiyorsa alıcı dil becerisi gelişmiştir.

  • Örneğin, babasının alet çantasındaki aletlerden birinin adını öğrenen çocuk, alet çantasının başına oturur ve sırayla içindeki tüm aletlerin adını sorar. Çocuğun alıcı dilini geliştirmek için; çocukla oyun oynanmalı, ortamdaki nesnelerle ilgili konuşulmalı, nesnelerin isimleri söylenerek çocuktan yardım istenmelidir.

İfade Edici Dil: Çocuğun bir alanla ilgili olarak kendini anlatabilme ve ifade etme yeteneğini kazanmasıdır. Burada unutulmaması gereken temel nokta, alıcı dilin, ifade edici dilden önce geliştiğidir. Yani ifade edici dilin gelişmesinin (çocuğun kendisini etkin bir şekilde ifade edebilmesinin ön koşulu, alıcı dilinin gelişmiş olmasıdır. İfade edici dili geliştirmek için; çocuk konuşmaya cesaretlenmelidir. Çocuk konuşurken soru sorulmamalıdır. Açık uçlu sorular sorulmalıdır.

Monolog: Çocuğun oyun yada etkinliğiyle ilgili kendi kendine ve herhangi bir problem çözme yada açıklama amacı gütmeden, konuşmasına monolog denir.

Karşılıklı konuşmaya ise diyalog denir. Diyalog İki ya da daha çok kişinin karşılıklı konuşmalarıdır.

Bir diyalogdan söz edebilmek için asgari şu unsurların varlıkları gereklidir:

  • Bir alıcı ve vericinin varlığı
  • İletilmek istenen bir mesaj.

İletişimde bulunan kişiler görsel ya da işitsel işaretler yoluyla diyalog kurabilirler. Diyalogda ulaştırılmak istenen mesaj belli kodlar (dil, jargon vs..) aracılığıyla iletilir ve mesajın belli bir amacı vardır.

Yansıtıcı Konuşma: Karşımızdaki kişinin istediği kadar cümle kurarak kendini ifade etmesidir. Başarmak için nelere ihtiyacı olduğunu, çocuğun kendi konuşmasından çıkarmasıdır. Bu da çocukla iletişim kurarak ve ona problemin çözümünü bu yolla fark ettirerek sağlanır. Onların düşüncelerini yönlendirmekten ziyade onu anladığınızı belirtecek yansıtıcı konuşma tarzıyla bunu sağlayabiliriz. Benmerkezci konuşmadan farkı iletişim kurulmasıdır.

  • Çocuk: Bu dersi anlamıyorum
  • Anne: Sana zor geldi galiba.
  • Çocuk: Yeteri kadar bilgi sahibi değilim
  • Anne: Ne demek istedin?
  • Çocuk: Bölme işlemini tam bilmiyorum
  • Anne: Hadi beraber bölme çalışalım.

Benmerkezci Dil: Çocukların yalnızca kendi duygu ve düşüncelerini referans alarak, başka birisiyle gerçekleştirdikleri ve kendilerinin yönettiği konuşmalardır. Çocuk oyun ya da etkinliğiyle ilgili konuşurken çevredekiler tarafından sorularla yönlendirilmeyi veya onaylanmayı bekler.

  • Çocuk: Anne bana sorsana ne yapıyorum?
  • Anne: ;Ne yapıyorsun kızım?
  • Çocuk: Resim çiziyorum anne. Sorsana ne resmi?
  • Anne: Ne resmi çiziyorsun?
  • Çocuk: Çiçek resmi çiziyorum anne, sana vereceğim.

Dil Gelişimini Etkileyen Faktörler

Sağlık; Şiddetli ve uzun hastalıklar, çocuğun konuşmasını ve çevreyle iletişim kurmasını geciktirebilir.

Zekâ; 2 yaşına kadar çocukların çıkardığı sesler ortak olsa da, 2 yaşından sonra dil gelişimiyle IQ arasında sıkı bir ilişki olduğu görüşü ağır basmaktadır.

Sosyo-Ekonomik Koşullar; Sosyo-ekonomik durumu iyi ailelerin çocukları erken ve düzgün konuşur. Sözcük dağarcığı, dilin doğru kullanılışı ve ifade etme becerileri daha gelişmiştir.

Cinsiyet; Konuşma konusunda erkek çocuklar kızların gerisinde kalırlar. İlk yıllarda cinsiyet farkı olmasa da bir süre sonra kızlar anneyi, erkekler babayı örnek alır.

Aile İlişkileri; Aile bireyleri (özellikle anne) ile çocuk arasındaki sağlıklı ilişkiler dil gelişimini oldukça etkiler. Ailede tek olan çocuk daha düzgün konuştukları gözlenmiştir. Çünkü tek çocuk annenin ilgi merkezidir.

 

Hüseyin Faruk YILDIRIM

Fen ve teknoloji dışında, sinema, fantastik edebiyat ve tarih sevdalısı, sıkı bir Yüzüklerin Efendisi hayranı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu