Bu yazıda neler okuyacaksınız?
- İNKILAPLAR DÖNEMİ
- Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar
- Saltanatın Kaldırılması (6 Kasım 1922)
- Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)
- Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923)
- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
- Halifeliğin Kaldırıldığı Zamanla Aynı Zamanda Kabul Edilen Yenilikler
- Çok Partili Hayata Geçiş
- Halk Fırkası (9 Eylül 1923)
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924 – 5 Haziran 1925)
- Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat – 3 Haziran 1925)
- Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi
- Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos – 18 Aralık 1930)
- Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan Sonra Kurulan Partiler
- Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
- Bozkurt-Lotus Davası (1926)
- Nasturi Ayaklanması (1924)
- Mutki İsyanı (1928)
- Bursa Olayı (1933)
- Vagon-Li Olayı (25 Şubat 1933)
- Razgard Olayı (20 Nisan 1933)
- Tunceli (Dersim) Olayları (1937)
- Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar
- Eğitim Alanında Yapılan İnkılaplar
- Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar
- Ekonomi Alanında Yapılan İnkılaplar
- Bayındırlık ve Ulaşım Alanında Yapılan İnkılaplar
- Sağlık Alanında Yapılan İnkılaplar
- Tarım Alanında Yapılan İnkılaplar
- Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar
İnkılap Tarihi KPSS ders notlarına İnkılaplar yani Cumhuriyet Dönemi ile devam ediyoruz.
İNKILAPLAR DÖNEMİ
Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar
Saltanatın Kaldırılması (6 Kasım 1922)
Nedenleri
- Saltanatın milli egemenlik anlayışına ters düşmesi
- TBMM hükümetinin Lozan’a çağrılması
- Padişah ve İstanbul Hükümeti’nin milli mücadeleye karşı olması
- İki başlı bir yapının olmamasının istenmesi
- Dr. Rıza Nur’un teklifi ile meclise sunuldu ve 1 Kasım 1922’de kaldırıldı.
Not: Saltanatın kaldırılmasını hızlandıran neden Lozan’a İstanbul Hükümeti’nin de çağrılmasıdır.
Not: Osmanlı Devleti resmen son buldu!
Sonuçları
- İki başlı siyasi yapı son buldu.
- Lozan’da ikilik çıkması önlendi.
- VI. Mehmet Vahdettin ülke dışına çıkarıldı (İngiltere)
- TBMM, Abdülmecit Efendi’yi halife seçti. (Amaç, İngiltere halifelik makamını kullanmasın)
- Ulusal egemenlik yolunda önemli bir adım olmuştur.
- Laiklik yolunda atılan ilk adımdır.
- Cumhuriyet’in ilanı hızlandı.
- Devlet başkanı ve rejim sorunu ortaya çıktı.
- Bu gün Hürriyet Bayramı olarak kutlandı.
Not: Bu inkılap TBMM’nin yaptığı en büyük inkılaptır.
Ankara’nın Başkent Olması (13 Ekim 1923)
- Temsil heyetine daha önce merkezlik yapan Ankara, başkent seçilmiştir.
Cumhuriyet’in İlanı (29 Ekim 1923)
- TBMM’nin açılmasıyla ulusal egemenlik ilkesi yürürlüğe girmiş, dolasıyla Cumhuriyet yönetimi uygulanmaya başlanmıştı.
- Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar kamuoyunun hazır olmayışı ve ulusal birliği bozmamak için rejimin adı konmamıştı.
- Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması, saltanatın kaldırılması ve Lozan’ın imzalanmasının ardından sorunlar ortaya çıktı; Meclis içinde ki muhalif grup M. Kemal’e ve Müdafaa-i Hukuk grubuna tepki gösterdi.
- I. TBMM savaş boyunca yıpranmış işlemez hale gelmişti. M. Kemal yapacağı köklü yenilikler için uygun ortamın oluşmasına özen gösterdi.
- Cumhuriyet’in ilanı öncesinde seçimler yenilenerek 11 Ağustos 1923’te II. TBMM açıldı.
Not: 9 Eylül 1923’te Türkiye’nin ilk siyasi partisi Halk Fırkası kurulması ve İstanbul’un itilaflardan teslim alınması Cumhuriyet’in ilanından öncedir.
- Hükümet bunalımının meclis hükümeti sistemi ile aşılamaması sonucu Fethi OKYAR istifa etti.
- M. Kemal hükümet bunalımını giderebilecek, Cumhuriyet’in ilanına ilişkin önergeyi TBMM Genel Kurulu’na sundu.
Bu önergeye göre;
- Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyet’tir. (Kabine sistemi)
- Türkiye, TBMM tarafından idare olunur.
- Türkiye, hükümetin bölündüğü idare şubelerini, icra vekilleri Bakanlar Kurulu ile idare edilir.
- Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve meclis üyeleri arasından seçilir.
- Bakanlar, başbakan tarafından meclis üyelerinden seçilir ve Cumhurbaşkanı tarafından meclis onayına sunulur.
- Meclis Hükümeti yerine kabine sistemi geldi.
- İcra vekilleri yani Bakanlar Kurulu kuruldu.
Cumhuriyet’in İlanı İle;
- Devlet rejiminin adı konuldu.
- Devlet başkanlığı sorunu çözüldü.
- Kabine sistemine geçildi.
- İnkılaplara ortam hazırladı.
Not: Cumhuriyeti II. TBMM ilan etti.
1921 Anayasası’nda değişiklikler yapıldı;
- Hükümet şekli Cumhuriyet’tir.
- Devletin dini İslam’dır.
- Dili Türkçe’dir.
- Başkenti Ankara’dır.
Not: M. Kemal: Cumhurbaşkanı
İsmet İNÖNÜ: Başbakan
Fethi OKYAR: Meclis Başkanı olmuştur.
Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
- Eski rejim yanlılarının halife etrafında toplanması
- Halife Abdülmecit Efendi’nin kendini devlet başkanı olarak görmesi ve fırsat buldukça Osmanlı’dan bahsetmesi
- Bazı meclis üyelerinin halifeliği TBMM’nin üzerinde görmesi
- İnkılapların yapılması için halifelik engelinin aşılmak istenmesi
- Dış güçlerin hilafet makamını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışması
- Halifelerin, Cuma Alayları düzenlemeleri
- Müslüman devletlerden gelen mektuplar (İsmet İNÖNÜ’ye Hintli lider İmam Ağa Han ve Afgan Lider Emir Ali tarafından hilafete dokunmayın mektupları gelmiştir)
- Halifeliğin, Cumhuriyetçilik ve Laiklik ile bağdaşmaması sebeplerinden dolayı 3 Mart 1924’te kaldırılmıştır.
Not: Osmanlı hanedanı yurtdışına çıkarıldı! Saltanatın kaldırılmasında sadece Sultan Vahdettin, halifeliğin kaldırılmasında tüm Osmanlı hanedanı.
Halifeliğin Kaldırıldığı Zamanla Aynı Zamanda Kabul Edilen Yenilikler
Halifeliğin kaldırılmasından 8 gün sonra Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edildi. (Eğitim-öğretim birleşti, medreseler kapandı)
Şeriyye ve Evkaf vekaleti kaldırıldı, bu olayla;
- Diyanet işleri başkanlığı açıldı.
- İlk Diyanet İşleri Başkanı; Rıfat BÖREKÇİ’dir.
- Şerri mahkemeler kapatıldı.
- Vakıflar Genel Müdürlüğü kuruldu.
Erkanı Harbiye Vekaleti kapandı; Yerine Milli Savunma Bakanlığı kuruldu. (Ordu siyasetten ayrıldı)
Osmanlı hanedanı tüm mal varlıklarına el konularak yurtdışına sürüldü.
Halifeliğin Kaldırılmasının Sonuçları
- Laikliğe geçiş ve Milli Egemenliğin gerçekleşmesinde önemli bir adım atıldı.
- Ümmetçilik yerine milliyetçilik fikri ön plana çıkmıştır.
- İnkılaplar önündeki engel kalktı.
- İnkılap süreci hızlandı.
- İki başlı yapı son buldu.
- Eski rejim yanlıları yok edildi.
Çok Partili Hayata Geçiş
- Çoğulculuğun görüşlerini temsil eden partiler arasından seçim yapmak.
- Farklı düşüncelerin yönetimde söz sahibi olabilmesi.
- Birbirinden farklı düşünce ve isteklerin temsil edilmek istenmesi
- Partilerin bulunması demokrasinin temel özelliğidir.
- “Demokratik mücadele ancak siyasi partilerle yürütülür.” – M. Kemal
Not: I. TBMM’de partiler yok, gruplar vardır. Bunun sebebi milli mücadele esnasında bölünme olmasını istememeleridir.
Halk Fırkası (9 Eylül 1923)
- Müdafaa-i Hukuk grubun devamıdır.
- Temelinde 9 umde (ilke) var.
- M. Kemal ölene kadar başkandı.
- M. Kemal kurdu.
- İlk siyasi partidir.
- Bütün inkılapları yapan partidir.
- Parti programı 6 Atatürk ilkesi üzerine yapılmıştır.
- En uzun ömürlü partidir.
- 1924’te Cumhuriyet Halk Fırkası,
- 1935’te CHP ismini aldı.
- 1946’ya kadar tek partidir.
- 1950’ye kadar iktidarda kalmıştır.
Kurulma Nedenleri
- İnkılapları yapmak
- Yenilikleri halka benimsetmek.
- Halkın isteklerinin meclise yansımasını sağlamak.
Cumhuriyet Halk Fırkası’nın Parti Programı
- Egemenlik millete aittir.
- Kanunların düzeltilmesi gerekir.
- Aşar vergisi kaldırılmalıdır.
- Askerlik süresi kısaltılmalıdır.
- Atatürk ilkeleri benimsenmelidir.
- Özel teşebbüs teşvik edilmelidir.
- Ekonomide Devletçilik ilkesi benimsenmiştir.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (17 Kasım 1924 – 5 Haziran 1925)
- 1924 yılında Halk Fırkası içinde muhalefet başladı. (Laiklik, İnkılapçılık, Devletçilik unsurlarına karşı)
- Kazım KARABEKİR, Ali Fuat CEBESOY, Refet BELE, Rauf ORBAY, Adnan ADIVAR CHF’den istifa ederek ayrılmışlardır.
- İlk muhalefet partisidir.
- Hakkari’de çıkan Nasturi Ayaklanması ordu siyasete karıştığından çok geç bastırılmıştır. Bu sebeple ordu siyasetten 19 Aralık 1924’te ayrılmıştır.
Not: Nasturi Ayaklanması, Şeyh Sait İsyanı’nın provası niteliğindedir.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Parti Programı
- Cumhuriyetçi
- Adem-i Merkeziyetçi
- Demokratik
- Liberal Ekonomi (Devletçiliğe karşı)
- Cumhurbaşkanının parti başkanı olmasına karşı
- Daha fazla özgürlükten yana
- Halk Fırkası meclise baskı yapmasın istedi.
- Tek dereceli seçim sistemini benimsedi.
- Cumhuriyet’in ilk partisidir.
- Dini inançlara saygı.
Not: Kısa süre sonra rejim karşıtlarının toplandığı bir parti haline dönmüştür. Şeyh Sait İsyanı ile kapatılmıştır.
Şeyh Sait İsyanı (13 Şubat – 3 Haziran 1925)
- Lozan’da Musul konusunda çözüm alamayan İngiltere tarafından başlattı.
- Şeyh Sait, Diyarbakır’ın Genç ilçesine bağlı Piran’da bu isyanı başlattı.
- Ordu Musul’a ilerlemesin diye İngiltere tarafından bu isyan desteklendi.
- İngiltere himayesinde bir Kürt devleti kurulmaya çalışıldı.
- Din elden gidiyor propagandası yapılmış, Cumhuriyet ve inkılapların kaldırılması planlanmış, saltanat ve halifelik getirilmek istenmiştir.
- İsyanı bastırarak asayişi sağlamak, vatanın parçalanmasını önlemek, rejimi korumak adına 4 Mart 1925’te Takrir-i Sükun Kanunu çıkarıldı.
- Biri isyan bölgesinde diğeri Ankara’da olmak üzere 2 İstiklal Mahkemesi kuruldu. (4. Kuruluşu)
- Diyarbakır İstiklal Mahkemesi isyanla ilgileri olduğu gerekçesiyle Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın bu bölgedeki tüm şubelerini kapattı.
- Daha sonra Ankara İstiklal Mahkemesi, din ve dince kutsal sayılan şeylerin istismar edildiği gerekçesiyle Bakanlar Kurulu, Takrir-i Sükun yasasını kullanarak TCF’yi kapattı.
İsyanın Sonuçları
- Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kapatıldı.
- Çok partili siyasi hayata hazır olunmadığı görüldü.
- Takrir-i Sükun 1929’a kadar yürürlükte kaldı.
- Fethi OKYAR hükümeti düştü.
- İsmet Paşa hükümeti kuruldu.
- Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan gerçekleşmiş oldu.
- İsyan bölgesinde sıkı yönetim ve seferberlik ilan edildi.
- İngiltere, Türkiye bu olayda çok yıprandığı için Musul konusunda avantaj kazandı.
Mustafa Kemal’e Suikast Girişimi
- M. Kemal’in İzmir’e yapacağı gezi sırasında suikast yapılacağı haberi alınması üzerine suikastçılar Ziya Hurşit, Laz İsmail, Gürcü Yusuf, Şükrü ve Ali Bey, Çopur Hilmi’yi Yunanistan’a kaçıracak olan Giritli Şevki’nin ihbarı ile yakalandı.
- Suikast de parmağı olan TCF üyelerinin suçsuz olduğu ispatlanınca serbest bırakıldılar.
- İstiklal Mahkemeleri 5. ve son kez kuruldu.
- M. Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.” demiştir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası (12 Ağustos – 18 Aralık 1930)
- 1925-29 inkılaplarına devam ederken 1929’da ekonomik bunalım oldu ve bu bunalımda M. Kemal’in ekonomik politikalarına tepkiler geldi.
- Bunun üzerine M. Kemal farklı görüşte başka partiler kurulsun istedi.
- M. Kemal’in isteği ile Ali Fethi OKYAR tarafından SCF kuruldu.
- Ancak önceden de olduğu gibi bu partiye de rejim karşıtları toplandı. Bunun üzerine Fethi OKYAR partiyi kapattı.
- 2. muhalefet partisidir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Kurulma Sebepleri
- 1929-30 yıllarında Dünya’da yaşanan ekonomik krizden etkilenen Türkiye’nin farklı ekonomik politikalara ve görüşlere sahip bir partiye sahip olunmasının istenmesi
- Demokrasinin gereği olan çok partili hayatın oluşturulması
- Devletlerin büyüme sorunlarının olması
- Hükümetin denetlenmek istenmesi
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın Parti Programı
- Ekonomide Liberalizm’i savunmuştur.
- Ticaret, sanayi ve ekonominin devlet denetiminden uzak tutulmasını savundu.
- Teşvik-i Sanayi Kanunu tamamen uygulanmalı demiştir.
- Cumhuriyetçilik, milliyetçilik ve laik esaslara bağlılık esastır.
- Yabancı sermayenin ülkeye girmesini savunmuştur.
- Kadınlara siyasi haklar verilsin denmiştir.
- Seçimler tek dereceli olsun istenmiştir.
- Limanlarda tekelcilik kalksın (özel gemilerde bulunsun) denilmiştir.
- Türk parasının kıymeti korunsun (kanun çıkarılsın) istemiştir. Bunun üzerine Merkez Bankası kurulmuştur.
- Devletçiliğe karşıdır.
- Köylü ve çiftçiye uygun krediler verilsin demiştir.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’ndan Sonra Kurulan Partiler
- Türkiye Cumhuriyeti Amele ve İşçi Partisi
- Laik Cumhuriyetçi İşçi ve Çiftçi Partisi
- Ahali Cumhuriyet Partisi
- Türkiye kesintisiz çok partili hayata 1945 yılında Nuri DEMİRAĞ’ın kurduğu Milli Kalkınma Partisi ile geçmiştir.
Menemen Olayı (23 Aralık 1930)
- Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapatılmasından sonra, İzmir’in Menemen ilçesinde rejim karşıtlarının çıkarmış olduğu olaydır.
- Bu olay sırasında Derviş Mehmet ve yandaşları tarafından Menemen’de askerlik görevini yapan öğretmen Asteğmen Kubilay şehit edilmiştir.
- Ayaklanma kısa sürede bastırılmış, Derviş Mehmet ve yandaşları yakalanarak Divan-ı Harp’te cezalandırılmışlardır.
Not: Menemen Olayı, Şeyh Sait İsyanı’ndan sonra rejime karşı çıkan ikinci isyandır.
Not: Hem Şeyh Sait İsyanı, hem de Menemen Olayı, Türkiye’de henüz demokrasi ortamının oluşmadığını göstermiştir.
Not: Cumhuriyet’in ilanından sonra bir süre tek partili bir yönetimin sürdürülmesinin en önemli nedenleri; yapılacak olan inkılâpların ülkeye yerleşmesini sağlama ve halkın gerekli olan siyasal olgunluğa erişmesini beklemektir.
Bozkurt-Lotus Davası (1926)
- Bozkurt adlı Türk gemisi ve Lotus adlı Fransız gemisinin 2 Ağustos 1926’da Ege’de çarpışması sonucu ortaya çıkmıştır.
- Mahmud Esat BOZKURT, Türkiye’yi Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda temsil etti ve davayı biz kazandık.
- Fransızlar geminin ve ölenlerin tazminatını ödemiştir.
Nasturi Ayaklanması (1924)
- İngilizler, Hakkari bölgesinde yaşayan Hristiyan Nasturileri, Musul’u ele geçirmek için kışkırttı.
- Bu ayaklanma Şeyh Sait İsyanı için bir provaydı.
Mutki İsyanı (1928)
- Bitlis’in Mutki bölgesinde çıktı.
- Asker, vergi ve silah toplanmasına karşı çıkan aşiret reisleri tarafından başlatılmıştır.
- İsyan başladıktan 3 ay sonra bastırıldı.
Bursa Olayı (1933)
- İlk Türkçe ezan ile başlayan olaydır.
- Türkçe ezanı besteleyen kişi; Hafız Sadettin KAYNAK‘tır.
- İlk kez Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’den okunmuştur.
- Bursa Ulu Camii’de Türkçe ezan ve kamet okunması üzerine 1 Şubat 1933’te bazı gruplar olay çıkarmış ve halkı isyana çağırmışlardır.
- Halk isyana katılmamış, elebaşları adalete teslim edilip, olay bitirilmiştir.
- Atatürk bu konu ile ilgili; “Bu olaya dikkatimizi çevirmemizin sebebi dini, siyaset ve her hangi bir tahrike vesile etmeye asla tahammül edemeyeceğimizin bir daha anlaşılmasıdır. Meselenin mahiyeti din değil dildir.” demiştir.
- Yine Atatürk; “Kati olarak bilinmelidir ki Türk milletinin milli dili ve milli benliği bütün hayatında hakim ve esas kalcaktır.” demiştir. Bu iki sözü Milliyetçilik ilkesi ile alakalıdır.
Not: Demokrat Parti ezanı 1950’de tekrar Arapça yapmıştır.
Vagon-Li Olayı (25 Şubat 1933)
- Vagon-Li Şirketi (Yataklı Vagonlar) Osmanlı Dönemi’nden beri Türkiye’de demiryollarını işleten bir Fransız şirketiydi.
- 22 Şubat 1933’te şirketin telefonda Türkçe konuşan memuru Naci Bey’e Belçikalı müdür Jannoni tarafından şirkette resmi dilin Fransızca olduğu belirtilerek, 25 Kuruş para cezası ve 15 gün işten uzaklaştırma cezasının verilmesiyle olay patlak verdi.
- Bu gelişme üzerine İstanbul Üniversitesi öğrencileri şirket bürosu önünde olaylar çıkarmışlardır.
- Şirket içerisinde ki Atatürk portresi alınıp halkevine teslim edilmiştir.
- Yaşanan bu durumlar üzerine şirket, Naci Bey’i tekrar işe başlatmıştır. Ayrıca “Vatandaş Türkçe Konuş” Kampanyası başlatılmıştır.
Not: Bu olay yabancı şirketlerin millileştirilmesi, yabancı yer isimlerinin Türkçeleştirilmesi, milliyetçilik ruhunun ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Razgard Olayı (20 Nisan 1933)
- Bulgaristan’ın Razgard bölgesinde bulunan Türk mezarlıklarının Bulgarlar tarafından tahrip edilmesiyle İstanbul’da bu olaylara tepki gösterilmiştir.
- Türk gençliğinin milliyetçiliğiyle Türkiye’de Bulgarların mezarları onarılmış ve Bulgarlara kültür dersi verilmiştir (20 Nisan 1933)
- Atatürk bu olaya ithafen; “Gençliğin çalışkan, hassas ve milliyetçi yetişmesi esas dileklerimizdendir.” demiştir.
Tunceli (Dersim) Olayları (1937)
- 1937 yılında Tunceli’ye yol, okul ve karakol yapımı gibi imar faaliyetlerinden dolayı, bazı aşiret reisleri çıkarlarından ötürü karşı çıktılar.
- Atatürk bunun üzerine Doğu Anadolu’yu dolaşarak önlemler üzerinde durdu.
- İsyanı Dersim Harekatı bastırdı.
- Harekat sonunda 13.000’den fazla insan 199 asker öldü. 12.000 insan zorunlu göçe tabii tutuldu.
- Harekat pilotu Sabiha GÖKÇEN‘di.
Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar
Hukuk Devrimi’nin Nedenleri
- Osmanlı Devleti’nde uygulanan hukuk sisteminde birliğin olmayışı (en önemlisi)
- Osmanlı hukuk sisteminin din esaslarına göre düzenlenmiş olması ve laik ve demokratik esaslara dayalı yönetim anlayışıyla bağdaşmaması
- Halkçılık ilkesine paralel olarak herkesi kanunlar önünde eşit duruma getirme düşüncesi (Kadın – erkek eşitliğinin tam olarak sağlanmak istenmesi)
- Milli birlik ve bütünleşmeyi hızlandırma düşüncesi
- Halkçılık ilkesinin gerçekleştirilmek istenmesi (Eşitlik)
Not: Yenilikler yapılırken kanunların Batı’dan alınmasının nedenleri; savaştan yeni çıkmış toplumda bu kanunları hazırlayabilecek yeterli kadronun olmayışı ve hukuk kurallarının hazırlanmasının uzun zaman almasıdır.
Not: 8 Nisan 1924’te kadılık kaldırıldı.
Devlet Yapısındaki Laikleşmenin Aşamaları
- Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)
- Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)
- Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
- Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Eğitim – Öğretim Birliği Yasası) (3 Mart 1924)
- Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Not: Bu kurumların yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
- 1924 Anayasası’nın Kabulü (1924)
- Medreselerin Kapatılması (11 Mart 1924)
- Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
- Kılık Kıyafet Kanunu’nun Çıkarılması (1925)
- 10 Nisan 1928’de Anayasa’dan “Devletin dini İslam’dır” maddesinin çıkarılması
- 1928’de Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin yemin biçiminin değiştirilmesi ve yemin içindeki dinsel kelimelerin kaldırılması
- 5 Şubat 1937’de anayasaya Türk devletinin laik olduğu ilkesinin konulması (Böylece laikliğe geçiş aşaması tamamlanmıştır.)
Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926)
- Osmanlı Devleti’nde bu alanda hazırlanan ilk kanun “Mecelle”dir. Mecelle İslam dinine göre hazırlanmış (1869 – Ahmet Cevdet Paşa) ancak tamamlanamamıştır. Ayrıca çağın koşullarına ve toplumun ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktı.
- Cumhuriyetin ilanından sonra da yeni medeni kanunun hazırlanması için gerekli zamanın olmamasından dolayı İsviçre Medeni Kanunu alınmış, Türk Medeni Kanunu olarak kabul edilmiştir.
Medeni Kanunun Kabulü ile;
- Tek eşli evlilik ve resmi nikâh zorunluluğu getirildi.
- Kadına da boşanma hakkı tanındı.
- Kadınlara mirasta eşitlik ve mahkemede şahitlik hakları tanındı.
- Aile kurma konusunda erkeğin bütün ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
- Kadınlara istediği mesleği seçme ve çalışma hakları sağlandı.
- Anneye çocuğun vesayetini alma hakkı tanınmıştır.
- Herkese din ve vicdan özgürlüğü tanınmıştır.
- Ayrıca hukuk birliği sağlanmıştır.
- Patrikhane’nin ve konsolosların yargılama, evlendirme, miras gibi tüm yetkileri alındı.
Not: Medeni Kanun ile kadınlara siyasi haklar verilmemiştir!
1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye)
- Egemenlik milletindir.
- Kuvvetler birliği vardır.
- Yöntemin en üst organı TBMM’dir.
- 1924’te günün şartlarına göre 2. anayasa yapıldı.
- Yeni Türk devletinin ilk yazılı anayasasıdır!
- Acil durumlar için hazırlanan kısa bir anayasadır.
- Meclis hükümeti sistemi vardır.
- 29 Ekim 1923’te devletin şekli cumhuriyettir ibaresi eklenmiştir.
1924 Anayasası
- Kabine sistemi getirildi.
- Devletin dini İslam’dır ibaresi vardır. (1928’te çıkarıldı)
- Atatürk ilkeleri 1937’de girdi.
- İlk öğretim zorunlu ve parasızdır.
Not: Devletin marşı İstiklal Marşı’dır ibaresi 1982 Anayasası’nda girmiştir!
Hukuk Alanında Yapılan İnkılaplar
- 1924 Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı.
- 1924 Şer’iyye mahkemeleri kaldırıldı.
- 1924 Anayasası yürürlüğe girdi.
- 1926 Ankara Hukuk Mektebi açıldı.
- 1926 Ceza Kanunu kabul edildi.
- 1926 Borçlar kanunu kabul edildi.
- 1928 Devletin dini İslam’dır ibaresi anayasadan çıkarıldı.
- 1929 İdare Hukuku kabul edildi.
- 1930 Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verildi.
- 1933 Kadınlara muhtarlık seçimlerine katılma hakkı verildi.
- 1934 Kadınlara milletvekili seçimlerine katılma hakkı verildi.
- 1937 Atatürk ilkeleri anayasaya girdi.
Eğitim Alanında Yapılan İnkılaplar
- 3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu
- 11 Mart 1924 Medreselerin kapatılması
- 2 Mart 1926 Maarif Teşkilatı Kanunu
- 1 Kasım 1928 Yeni harflerin kabulü
- 15 Nisan 1931 Türk Tarih Kurumu’nun kurulması
- 12 Temmuz 1932 Türk Dil Kurumu’nun kurulması
- Şubat 1932 Halkevlerinin açılması
Not: Milli Eğitim Bakanı Vasıf ÇINAR medreseleri kapattı. (İlahiyat ve İmamhatipler açıldı)
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun -> J. Dewey
- Karma eğitim, müfredat kanunu, fırsat eşitliği, devletin izni olmadan okul açılamaması kanunları konuldu.
- Ayrıca bu kanunla birlikte yabancı okullara da denetleme geldi.
Yeni Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928)
- II. Meşrutiyet döneminde ittihatçılar ilk kez dile getirmiştir. (Ali Suavi)
- İzmir İktisat Kongresi’nde gündeme geldi. Başkan Kazım KARABEKİR gündem dışı bir konu olduğu için reddetti.
- Latin alfabesiyle çıkan ilk gazete Mardin Gazetesi‘dir.
- Millet mektepleri açıldı; 1936-50 yılları arasında halka eğitim verdi. Daha sonra ismi ulus mektebi oldu. Başöğretmen Atatürk‘tür.
- Kitap basımı arttı.
- Öğretmenler günü 24 Kasım 1981’de ilan edilmiştir.
Türk Tarih Kurumu
- Laiklik ve Milliyetçilik ilkesi vardır.
- Ümmet toplumundan ulus toplumuna geçildi.
- İslamiyet öncesi Türk tarihi araştırıldı.
- Yayın organı Belleten dergisidir.
Halk Evleri
- Türk ocakları yerine kuruldu.
- İnkılapları topluma yerleştirme amacı vardır.
- Taşra-şehirli kültür çatışmasını önlenmek amaçlanmıştır.
Türk Dil Kurumu
- Milliyetçilik ilkesi vardır.
- M. Kemal parasını TTK ve TDK’ye bağışlamıştır.
Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar
- Laiklik, batılılaşma, eşitlik ve halkçılık ilkeleri vardır.
- 1925’te Tekke ve Zaviyeler kapatılmıştır.
- Şeyhlik, dedelik, seyitlik, türbedarlık gibi ayrıcalık bildiren unvanlar kaldırıldı.
- Atatürk; “Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, müritler memleketi olamaz.” demiştir.
- 1925’te Kılık Kıyafet Kanunu getirilmiştir.
- Din adamları hangi dinden olursa olsun dini kıyafetlerini sadece ibadet yerlerinde giyecektir. Sadece Diyanet İşleri Başkanı, Rum ve Ermeni Patrikleri, Hahambaşı gibi din başkanları bu yasadan muaf tutulmuştur.
- 1 Ocak 1926’dan itibaren Miladi Takvim kullanılmaya başlandı. Aynı tarihte ayrıca uluslararası (alafranga) saat sistemine de geçilmiştir.
- 20 Mayıs 1928’de uluslararası rakamlara geçildi.
- 1 Nisan 1931’de çağdaş uzunluk ve ağırlık ölçü birimlerine geçildi.
- 24 Haziran 1934’de Soyadı Kanunu’nun Kabulü
- 1935’de Hafta Sonu Tatilinin Cuma Gününden Pazara Alınması
Ekonomi Alanında Yapılan İnkılaplar
- 18 Şubat 1923 İzmir İktisat Kongresi
- 26 Ağustos 1924’te ticaret sektörüne kredi vermek amacıyla ilk özel banka olan İş Bankası kurulmuştur.
- 1925 yılında Ticaret ve Sanayi Odaları kuruldu.
- 1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanunu çıkarılarak karasularımızdaki ticaret ve ulaşım hakkının Türkiye’ye ait olduğu kabul edilmiştir (Ulusallaştırma).
- 1927’de Teşvik-i Sanayi Yasası çıkarıldı. Buna göre özel girişimciler, özel gümrük indiriminden yararlanacak, bedelsiz hazine arazileri alabilecek, bazı vergilerden de muaf tutulacak, ucuz kredi alabileceklerdi.
Not: Bu kanunun etkisiyle sadece Uşak Şeker Fabrikası açılabilmiştir.
- 20 Şubat 1930’da Türk Parası’nı Koruma Kanunu kabul edildi.
- Teşvik-i Sanayi Kanunu istenen sonucu vermeyince 1933’te I. Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulanmaya konularak, devlet eliyle önemli tesisler açılmıştır.
- Sümerbank, merinos, cam, kâğıt, deri, şeker ve demir – çelik fabrikaları kuruldu (KİT’ler).
Not: 1934 yılında uygulamaya konulan bu planla ilk defa planlı ekonomiye geçildi. 1934 -1939 yılları arasında “Birinci Beş Yıllık Plan” uygulandı.
Not: II. Beş Yıllık Kalkınma Planı ise II. Dünya Savaşı’ndan dolayı uygulanamadı. Bu savaş Atatürk’ün Devletçilik ilkesinin uygulanmasını aksatan en önemli etken oldu.
- 1935’te Metalürji Endüstrisi’ni oluşturmak amacıyla Etibank kurulmuştur.
- 1933 Sümerbank (Sanayi alanındaki yatırımları desteklemek amacıyla), Halk Bankası, Emlak – Eytam Bankası (1926) ve Merkez Bankası (1930) kurulmuştur.
- 1935’te MTA (Maden Tetkik Arama) kurulmuştur. Maden – sanayi alanında ilk defa Karabük Demir – Çelik Fabrikası açılmıştır (1939)
- TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) kurularak rafineriler açılmıştır.
- MKE (Makine Kimya Endüstrisi) Kırıkkale silah fabrikası kurulmuştur.
- 1937’de Denizbank kuruldu (denizyollarını ve ticaret filosunu güçlendirmek için)
- Çalışanların sosyal güvenlik kurumları olan, Emekli Sandığı ve Sosyal Sigortalar Kurumları açılmıştır.
Bayındırlık ve Ulaşım Alanında Yapılan İnkılaplar
- Modern kentleşme çalışmaları başlamış, okul, hastane ve kamu binaları yapılmıştır.
- 1925’te Türk Hava Kurumu (Türk Tayyare Cemiyeti) kurulmuştur.
- 1927’de Devlet Demir Yolları, 1939’da Devlet Deniz İşletmeleri, 1938’de Devlet Hava Yolları Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
- Özellikle demiryolu olmak üzere yol, köprü, liman ve iskele yapımına hız verilmiştir.
- Baraj yapımına başlanmıştır.
Sağlık Alanında Yapılan İnkılaplar
- Sağlık işleri devletin görevi sayılmıştır. Çünkü daha Cumhuriyet ilan edilmeden önce ilk TBMM Hükümeti’nde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na yer verilmiştir (2 Mayıs 1920).
- Milletin sağlığını korumak ve güçlendirmek, bulaşıcı ve salgın hastalıkları önlemek ve sağlıklı nesiller yetişmesini sağlamak politikası esas alındı.
- Bunun için de sağlık teşkilatı geliştirildi. Hastane ve hekim sayısı artırıldı. Sağlık okulları ve Tıp fakülteleri ile Millet (Devlet) Hastaneleri açıldı.
- 1922’de Numune Hastaneleri kuruldu (Ankara, İstanbul, Sivas, Erzurum, Trabzon ve Diyarbakır’da).
- 21 Şubat 1925’te Kızılay Hemşire Okulu açılmıştır.
- 1931 yılında Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi kurulmuştur.
- Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, Çocuk Esirgeme Kurumu, Yeşilay ve Kızılay kurulmuştur.
- Sıtma, frengi, verem gibi hastalıklarla mücadele edilmeye başlanmıştır.
Tarım Alanında Yapılan İnkılaplar
- Köylünün vergi yükünü hafifleterek üretimi arttırmak için 17 Şubat 1925’te Aşar (Öşür) vergisi kaldırılmıştır.
Not: Yeni Türk Devleti’nin Aşar vergisini kaldırması halkçı özellik taşıdığını göstermektedir.
- Çiftçiye kredi sağlamak için Ziraat Bankası’nın çalışmaları yeniden düzenlenmiştir (1924’te Tarım Kredi Birlikleri Yasası çıkarılmıştır.)
- Tarım – Kredi Kooperatifleri (1929) kurularak makineleşmeye önem verilmiştir. Ayrıca bununla çiftçinin ürettiği ürünleri aracısız ve gerçek değeriyle satabilmesi amaçlanmıştır.
- Çiftçilere ucuz tohum sağlanmış ve Tohum Islah (İyileştirme) İstasyonları kurularak tohumların depolanması ve tarımsal hastalıklarla mücadele edilmesi yolunda önemli çalışmalar yapılmıştır.
- 1925’te köylüye düşük ücretlerle traktör dağıtımı yapılmıştır.
- Tarımda bilimsel araştırmalar için 30 Ekim 1933’te Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulmuştur. Ayrıca buna paralel olarak da Veteriner Yüksek Okulu açılmıştır.
- Çiftçiye öncülük etmek için Devlet Üretme Çiftlikleri (Numune Çiftlikleri) kurulmuştur. Yeni ürünlerin üretimine başlanmıştır (Çay, pancar, turunçgiller).
- 24 Haziran 1938’de Toprak Mahsulleri Ofisi kurulmuştur.
- 26 Haziran 1944’te Türkiye Zirai Donatım Kurumu da kurulmuştur.
- Atatürk, toprağı olmayan çiftçinin toprak sahibi yapılmasını devletin önemli bir politikası olarak görmüş ve bunun için toprak reformu çalışmaları başlatılmıştır (1929). Ancak, amacına uygun bir şekilde gerçekleştirilememiştir.