KPSS Eğitim BilimleriÖğrenme Psikolojisi

Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar – KPSS Ders Notu

Bu yazı dizisinde Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlara bakacağız. Bu kapsamda Tolman – İşaret / Gestalt – Beklenti – Amaçlı Davranışçılık Kuramı, Bandura ve Sosyal Öğrenme Kuramı’nı ele alacağız.

AMAÇLI DAVRANIŞÇILIK – TOLMAN

(İŞARET GESTALT KURAMI – İŞARET  BEKLENTİ KURAMI – TASARLAMA KURAMI)

TEMEL KAVRAMLAR

Bütüncül (Molar) Davranış

  • Davranışların anlaşılabilmesi için parçalara ayırarak değil de bir bütün olarak ele alınması gerekir.
  • Bireyi ve onun içinde bulunduğu durumu anlayabilmek için bütün durumu yani öğrencinin ailesini, okulunu ve doğal çevresini de göz önünde bulundurmak gerekir.

Denence ve Beklenti

  • Her hangi bir yaşantı gerçekleştirmeden önceki beklentilerimizdir.
  • Denenceler gerçekleşen yaşantılarla doğrulanır ya da doğrulanmaz.

Değişkenler

a. Çevresel Değişkenler

Öğretim sürecinin düzenlenmesi, deneme sayısı, pekiştireçler, pekiştirme tarifeleri, ipuçları, yolların niteliği.

b. Bireysel Farklılık Değişkenleri

Kalıtım, yaş, ön öğrenmeler, fizyolojik ve biyolojik özellikleri.

c. Ara Değişkenler

Biliş, bakış açısı, inancı, beklentileri, tutumları.

ÖĞRENME TÜRLERİ

Gizil Öğrenme (İkincil Öğrenme)

  • Farkına varmadan, Örtük veya Latent, Yan ya da Tali öğrenmedir.
  • Öğrenme amacı olmaksızın, bireylerin bir takım uyarıcıları yoğun bir dikkat uygulamadan ve farkına varmadan öğrenmesine denir.
  • Dolayısıyla, performansa dönüşünceye kadar bellekte gizli kalmaktadır.
  • Gizil öğrenme, bir amaca yönelik olarak yürütülen çeşitli denemeler sırasında elde edilen dolaylı bilgi ve izlenimlerden oluşmaktadır.
  • Yapısı bakımından bilişsel bir öğrenme biçimidir.
  • Bir üniversite öğrencisinin bazı yemekleri yapabildiğini fark etmesi ama bunları ne zaman öğrendiğini bilmemesi.
  • Öğrencinin, bir kitaptan ödev konusunu araştırılırken, öğrenmeyi öngörmediği başka bilgileri de öğrenmesi.
  • Bir pazarlamacının girdiği sokakların adlarını, öğrenme maksadı olmadan belleğine yerleştirmesi.
  • Bir doktor muayenehanesinde çalışan hasta bakıcının, bir takım ilaç adlarını öğrenmesi.

Bilişsel Harita

  • Bir yerde dolaşırken dolaştığımız yerlerin yollarını özellikle amaçlamasak bile farkında olmadan birer haritasını oluştururuz.
  • Farkın da olmadan yolları öğreniriz.
  • Farkına varmadan eczanelerin, bankaların, marketlerin vb. yollarını öğrenme.

Yer Öğrenmesi

  • Bilişsel haritalar sayesinde yer öğrenmede gerçekleşir.
  • Farkına varmadan özel bir çaba harcamadan neyin nerde olduğunu öğreniriz.
  • İhtiyaç duyulana kadar öğrenildiği bilinmez.
  • Üniversite yerleşkesinde gezen bir öğrencinin farkına varmadan diğer fakültelerin yerini öğrenmesi.
  • Farkına varmadan eczanelerin, bankaların, marketlerin vb. yerlerini öğrenme.

Zihinsel Deneme Yanılma

  • Bir problemle karşılaşan organizmanın kısa bir düşünme süreci yaşamasıdır.
  • Bir matematik problemiyle karşılaşan öğrencinin çözüme başlamadan önce hangi yolu kullanacağını düşünmesidir.

En Az Çaba İlkesi

  • Bir problemle karşılaşan organizmanın kendini amacına götüren en etkin ve en kısa yolu seçmesidir.
  • Bir memurun, iş yerine gidebileceği birçok yol vardır.
  • Bunlardan hangisinin daha az masraflı, daha az zaman alıcı ve daha az enerji harcayarak amaca ulaştırdığını deneme – yanılma yoluyla öğrenir ve çoğunlukla bu yoldan gider.
  • Bir matematik problemiyle karşılaşan öğrencinin seçeneklerden hareket etme yerine formülleri kullanması.

Bilişsel Senaryo

  • Organizmanın, yaşadığı sosyal çevredeki davranış biçimlerinin, hareketlerin farkında olmadan, bir zihinsel senaryosunu oluşturmasıdır.
  • Benzer bir sosyal çevreye girdiği zaman bu senaryoları oynamasıdır.
  • Bireyin düğün evinde, cenazede vb. sosyal çevrelerde nasıl hareket edeceğini zihnine yerleştirmesidir.

Ödül Beklentisi

  • Organizma vereceği bir tepkinin ardından pekiştirilirse artık organizmada bir ödül beklentisi oluşur.
  • Organizma bundan sonra ödül beklentisi ile tepkide bulunur.
  • Beklentisi karşılanmazsa şaşkınlık ve kızgınlık olur.
  • Kahvaltı salonuna giden birinin gittiği salonu beğenmesi durumunda bir daha o kahvaltı salonuna gitmek isteyecektir.
  • Eğer beklenti gerçekleşmezse kızgınlık oluşacaktır.
  • Bir denemede yüksek puan alan bir öğrencinin sonraki denemelere de yüksek puan alacağı beklentisiyle girmesi.

Örtük Sönme

  • Daha önce öğrenilmiş bir tepkinin, amaca götürmediği anlaşılınca bu tepkiden vazgeçilmesine denir.
  • Önceden pekiştirilen bir davranışın artık pekiştirilmediğinin gözlenmesi sonucu olur.
  • Kahvaltı salonundan istediği sonucu alamayan Ali’nin zamanla o kahvaltı salonuna gitmemesi.

Kateksis Öğrenme

  • Organizmanın, içinde bulunduğu sosyo – kültürel bağlama göre bir takım ihtiyaçlarını, o bölgeyle ilişkilendirerek karşılamayı öğrenmesidir.
  • Bazı ihtiyaçların belirli nesnelerle ilişkilendirilmesidir.
  • Organizmanın içinde bulunduğu kültüre göre hareket etmesidir.
  • Bir topluluğun çevresel koşulları, avlanarak temel gereksinimleri karşılamayı zorunlu kılıyorsa, bu toplumun üyeleri, temel gereksinimlerle avlanarak geçinme arasında bir ilişki kurarlar.
  • Karadenizli için en önemli etkinlik, hamsi tutmak ve hamsinin çeşitli yemekleriyle açlığını gidermeyi öğrenmektir.
  • Bir Müslüman’ın domuz etini, bir Hindu’nun sığır etini yememesi, olumsuz kateksis olarak tanımlanır.

Eşdeğer İnançlar

  • Bir alt amacın, esas amaçla aynı etkiye sahip olması durumunda, eş değer bir inanç oluşturmasıdır.
  • Başka bir ifadeyle, birincil ve ikincil amaçların örtüşmesi durumunda, ikincil amaçların, birincil amaçlar kadar etkili olduğuna yönelik inançlardır.
  • Daha çok sosyal dürtülerin karşılanmasını amaçlar.
  • Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinin tersine işlemesi şeklinde düşünülebilir.
  • Bir KPSS kursu öğrencisinin çok yorgun olduğu halde gelip ders dinlemesi.
  • Bir bayanın makyajını yapıp işe aç gitmesi.
  • Zayıflamak için diyet yapmak.

Alan Beklentileri

  • Organizmanın neyin, neye götürdüğünü öğrenmesidir.
  • Uyarıcı – uyarıcı eşleşmesine göre oluşur.
  • Organizmanın bazı işaret ve ipuçlarını başka işaretin izleyeceğini öğrenmesi ve tepkide bulunmasıdır.
  • Zil sesi, öğretmen zilinin çalacağının işareti, öğretmen zili de dersin işareti olarak öğrenilir.
  • Babanın işten gelmesi, sofranın kurulacağının, sofranın kurulması, yemek yeneceğinin işareti olarak algılanır.

Alan-Biliş Yolu

  • Bireyin bir problemi çözme stratejisi ya da yaklaşımıdır.

Dürtü Ayrımları

  • Organizmanın ihtiyacı olan uyarıcıya yönelmesidir.
  • Acıkan birinin yemeğe yönelip, susayan birinin suya yönelmesi
  • Soru çözmek isteyen birinin soru bankası alıp, deneme çözmek isteyen birinin deneme alması.

BANDURA ve SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

(MODEL ALARAK ÖĞRENME, TAKLİT YOLUYLA ÖĞRENME, GÖZLEYEREK ÖĞRENME)

Genel Özellikleri

  • Gözlem yoluyla öğrenme bir bireyin, diğer bireylerin davranışlarını basit bir şekilde taklit etmesi değildir.
  • Bilişsel, davranışsal ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimiyle açıklanabilir.
  • Öğrenme her zaman pekiştirece bağlı değildir.
  • Pekiştirme olmadan da bir takım davranışların gözlem yoluyla öğrenilmesi mümkündür.
  • Öğrenme ile performans farklı şeylerdir.
  • Öğrenilen davranışların uygun koşullarda ortaya çıkması performanstır.
  • Gözlem yoluyla öğrenme ile taklit yoluyla öğrenmenin birbirinin yerine kullanılması doğru değildir.
  • Gözlem yoluyla öğrenilen davranışlar taklit edilebilir de edilmeyebilir de.
  • Birçok davranış birey tarafından öğrenildiği halde davranışa dökülmeyebilir.
  • Sosyal öğrenme kuramında bilişsel süreçler önemli yer tutar. İnsan uyarıcıya karşı tepki veren pasif bir organizma değildir.
  • Bir takım zihinsel yollara başvurur.

Gözlem Yoluyla Öğrenme Süreçleri

1. Dikkat Etme

  • Gözlem yoluyla öğrenmenin birinci basamağını dikkat oluşturur.
  • Bir öğrenmenin gerçekleşmesinde model alınan kişi ya da olaya bireyin bütün enerjisini yoğunlaştırıp, etkinlikleri doğru bir biçimde algılaması gerekir.
  • Çırağın ustanın yaptıklarına enerjisini yoğunlaştırması

2. Hatırda Tutma

  • Gözlenen davranışla ilgili sembollerin zihne kodlanmasıdır.
  • Bilginin zihinsel imgelere veya sözel sembollere (bilişsel şema) dönüştürülmesidir.
  • Çırağın ustanın yaptıklarını zihnine kaydetmesidir.

3. Uygulama veya Davranışa Dönüştürme

  • Bu aşama, gözlenerek öğrenilen bilginin performansa dönüştürülmesini içerir.
  • Hatırlanan davranış ve özelliklerin pratiğe aktarılmasıdır.
  • Çırağın ustadan öğrendiklerini yapması veya yapmaya çalışması.

4. Güdülenme

  • Bireyler, yeni öğrendikleri davranış veya becerileri, güdüleninceye ya da ihtiyaç duyuncaya kadar performansa dönüştürmezler.
  • Bireyler yaptıkları davranışların pekiştirildiğini gördükçe veya davranışa ihtiyaçları arttıkça davranışı yapmaya daha fazla güdülenirler.
  • Bu sayede davranışın tekrarı ve kalıcılığı sağlanabilir.
  • Çırak öğrendiği bilgileri uyguladıkça performansı artar ve yeniden bu davranışları yapmak ister.

SOSYAL ÖĞRENMEDE TEMEL KAVRAMLAR

Dolaylı Pekiştirme

  • Bir davranışın ödüllendirildiğini gözlemleyen bireyin o davranışı taklit etme olasılığı artar.
  • Düzenli ders çalışan Gül Gonca’yı ödüllendiren öğretmeni izleyen Turan’ın ders çalışması.

Dolaylı Güdülenme

  • Bir davranışın ödüllendirildiğini gözlemleyen bireyin o davranışı yapma isteğinin artması.
  • Düzenli ders çalışan Gül Gonca’yı ödüllendiren öğretmeni izleyen Turan’ın ders çalışma İSTEĞİNİN ARTMASI.

Doğrudan Pekiştirme

  • İstenilen bir davranışın güçlendirilmesi için dış çevreden gelen sonuçların kullanılmasına denir.
  • Rehber öğretmenin Merve’ye sınavı kazanacağını söylemesi.

Kendi Kendine (İçsel) Pekiştirme

  • İstenilen davranışı güçlendirmek için bireyin kendi içinden gelen sonuçları kullanmasıdır.
  • Sınava hazırlanan Sadettin’in sınavı kazanacağını ifade etmesi.

Dolaylı Ceza

  • Bir davranışın cezalandırıldığını gören bireyin o davranışı taklit etme olasılığının azalmasıdır.
  • Ödevlerini yapmayan Ayşe’nin ÖYT öğretmeni tarafından azarlandığını gören İlhan’ın ödevlerini yapması.
  • Hız yaptığı için trafik cezası yiyen Enis’i gören Murat’ın hız yapmaması
  • Basın ve medyada, evinden kaçan çocukların, sokaklarda yaşadıkları acıklı olayların gösterilmesi, evden kaçmayı düşünenler için dolaylı bir cezadır.

Dolaylı Duygusallık

  • Bir takım duyguların, bireyin kendi yaşantıları olmaksızın, başkalarının yaşantılarına dayalı olarak öğrenilmesidir.
  • Dolayısıyla, çevredeki bireylerin tepkileri, anlatımları, özellikle korkuların oluşumunda dolaylı bir duygu meydana getirir.
  • Aynı şekilde, bireyler modellerin korkulan şeylere gösterdikleri tepkileri gözleyerek korku davranışlarını ortadan kaldırabilirler.
  • Evde fare görünce çığlık atan bir anneyi gören çocuğun da fareyi korkulacak bir varlık olarak algılayıp, anne gibi çığlık atması.
  • Bireyin, kendisi hiç yılan görmediği halde, yılandan korkan birisinin tepkilerini gözleyerek korkma duygusu oluşturması.

Tepki Kolaylaştırıcı

  • Etki Bir davranışı yapmaktan çekinen bireyin başkası o davranışı yatığı için yapmasına denir.
  • MODEL ALMA
  • Gittiği tiyatroyu çok seven Asil alkışlamaya çekinir arkadaşı alkışladığı için kendisi de yapar.

Tepki Destekleyici Etki

  • Birey bir davranış yaptıktan sonra onu gören diğer kişilerin de o davranışı yapmasına denir.
  • MODEL OLMA
  • Gittiği tiyatroyu çok seven Asil alkışlamaya başlar bunu gören diğer izleyenler de alkışlamaya başlaması.

Çekinme

  • Modelin davranışının cezalandırılması gözlemcinin o davranışı yapmasını engeller.
  • Dolaylı ceza çekinmeye neden olur.

Çekinmeme

  • Modelin davranışının cezalandırılmaması gözlemcinin o davranışı yapmasını engellemez.

İlgi Yoğunlaştırıcı Etki

  • Bireyin bir nesneyi dikkat çekmesi için kullanması.
  • Bir siyasetçinin gittiği ilin atkısını kullanması
  • Bir kişinin fular takması

SOSYAL ÖĞRENME KURAMININ DAYANDIĞI İLKELER

1. Karşılıklı Belirleyicilik İlkesi

  • Bu ilkeye göre öğrenme birey, çevre ve davranışın karşılıklı etkileşimi sonucunda meydana gelir.
  • Bu etkileşim, bireyin daha sonraki davranışlarını belirler.
  • Davranış çevreyi, çevre de davranışı değiştirebilir; bireysel özellikler çevreyi, çevre de bireysel özellikleri değiştirme etkisine sahiptir.
  • Duruma bağlı olarak bu öğelerden birisi, diğerlerinden daha etkin bir konuma gelebilir.

  • Sürekli problem yaratan bireyler, kendilerine göre problemli bir çevre oluşturur.
  • Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
  • KPSS’de belirlenen taban puanların öğrencilerin iyi yaptığı senelerde artması kötü yaptığı senelerde düşmesi.

2. Sembolleştirme Kapasitesi

  • İnsan dünyada gördüklerini, zihinde sembolleştirme özelliğine sahiptir.
  • İnsan dil ve düşünme gibi sembolleştirme öğelerini kullanarak, geçmiş yaşantılarının zihninde taşır.
  • Henüz gerçekleşmemiş ve gelecekte yaşanması olası davranışları zihninde taşır.

3. Öngörü Kapasitesi

  • İnsanın ileriye dönük planlar yapma kapasitesidir.
  • Bugünden yarını düşünmek, geleceği tahmin etmek, geleceği planlamaktır.
  • Yani düşünme süreci, etkinlikten önce gelir.
  • Bir rehber öğretmenin öğrencinin çalışma temposunu gözlemledikten sonra onun kazanacağını ön görmesi.
  • Üniversiteyi yeni kazanan Zeliha’nın gittiği şehirle ilgili bilgi topladıktan sonra orasının yaşanabilir bir şehir olduğunu ön görmesi

4. Dolaylı Öğrenme Kapasitesi

  • İnsan, başkalarının davranışlarını ve o davranışların sonuçlarını gözleyerek öğrenebilen bir varlıktır.
  • Kuşkusuz insan, kendi deneme ve yaşantıları yoluyla da öğrenebilir.
  • Ancak, yalnızca kendi yaşantısına dayanarak gerçekleştirilen bir öğrenme, çok sınırlı ve çok zaman alıcıdır.
  • Bu nedenle, kendisi yaşamadan da başkalarının yaşantılarını gözleyerek ve bu yaşantıların sonuçlarına bakarak önemli bilgiler elde edebilir
  • Bir çocuğun, ahlak açısından doğru olan ile doğru olmayan davranışları annesine, ablasına veya çevresine bakarak öğrenmesi.
  • Bir öğretmen adayının, branşındaki en etkili yöntemlerin neler olduğunu ve nasıl kullanıldığını, staj dönemindeki danışmanı yaşantılarına bakarak öğrenmesi.
  • Bir çırağın, çalıştığı atölyedeki ustalarının davranışlarını gözleyerek, araç tamirini öğrenmesi

5. Öz Yargılama Kapasitesi (Yansıtma)

  • İnsanın kendisi hakkında düşünüp, bir yargıda bulunması ve kendisini yansıtabilme kapasitesine sahip olmasıdır.
  • Bu bağlamda insanlar, kendileriyle ilgili düşüncelerini kaydederek ve etkinliklerinin sonuçlarına bakarak, bu düşüncelerin yeterli olup olmadığı hakkında bir takım yargılarda bulunurlar.
  • Öğrencinin, yaptığı plana göre yürüttüğü çalışmaların, dersi öğrenmede yeterli olup olmadığı konusunda yargı oluşturması.
  • Öz yeterlik, kişinin kendisinin, yeteneklerinin, neler yapabileceğinin farkında olmasıdır.

6. Kendini Düzenleme Kapasitesi (Öz düzenleme)

  • İnsan, kendi davranışlarını kontrol edebilme yeteneğine sahiptir. İnsanın kendisini biçimlendirme gücünü ifade eter.
  • Birey içsel standartlar oluşturarak, davranışlarını bu standartlara uygun hale getirebilir.
  • Kendi yaptıklarından sorumludur.
  • Bir bireyin, hangi saatte ve ne kadar yemek yiyeceğini kontrol etmesi, ne kadar uyuyacağına karar vermesi, nasıl davranacağını denetlemesi vb.
  • Bir öğrencinin, günde kaç saat ders çalışacağını planlaması.

7. Negatif Öğrenme

  • Bir davranışın model alınması fakat sebebinin bilinmemesi.
  • Böyle gelmiş böyle gider
  • Öz yeterliği yüksek olan bireyin özellikleri
  • Kendini gerçekleştiren bireyin özelliklerine sahiptir
  • Karmaşık olaylarla baş ede bilir.
  • Çok zor problemlerin üstesinden gelebilir.
  • Çalışmada azimli ve sabırlı davranırlar.
  • Başarma konusunda kendilerine olan güvenleri tamdır.
  • Okul ve öğrenme sürecinde daha başarılı bir özellik gösterirler.
  • Toplumsal ve mesleki ilişkilerinde etkin ve başarılı bir özellik gösterirler.
  • Öz yeterlik ve öz denetim bakımından yüksek performans sergilerler.
  • Gerçeklerle yüz yüze gelmekten kaçınmazlar.
  • Kendi özelliklerinin farkında oldukları için bilinçli tercih yaparlar ve olumlu sonuç alırlar.

Öz yeterliği düşük olan bireyin özellikleri

  • Olaylarla baş edemezler.
  • Sürekli umutsuzluk ve mutsuzluk duygusu yaşarlar.
  • Çeşitli problemler karşısında kendilerini yetersiz bulurlar.
  • Toplumsal ilişkilerde çekingen davranırlar.
  • İlk denemede başarısızlık yaşamaları halinde yeniden denemekten kaçınırlar.
  • Yapacakları gayretin, sonuçları pek değiştirmeyeceğine inanır, yani öğrenilmiş bir çaresizlik yaşarlar.
  • Gerçekle yüz yüze gelmek yerine savunma mekanizmalarına başvurmak
  • Plansız, düzensiz ve olayların akışına kendilerini bırakarak yaşamak
  • Kendini gerçekleştiremeyen bireyin özelliklerine sahiptir.

Öz Yeterlik Durumunu Etkileyen Etkenler

 

YaşantıBireyin doğrudan kendisinin yapmış olduğu başarılı veya başarısız etkinlikler sonucunda edindiği bilgiler öz yeterlik durumunu etkiler.
Dolaylı
Yaşantılar
Bireylerin kendilerine benzeyen başka kişilerin (modellerin) başarılı veya başarısız etkinlikleri, gözleyen bireyin aynı etkinlikleri kendisinin de başarabileceğine veya başaramayacağına ilişkin yargısını güçlendirir.
Sözel İknaBireyin bir şeyi başarıp başaramayacağına yönelik teşvikler, nasihatler, öğütler, değişik ölçülerde öz yeterlik yargısını etkiler.
Psikolojik
Durum
Bireyin, belirli bir görevi başarma ya da başarısız olma beklentisi, öz yeterlik algısını etkiler.

 

EtkenlerÖzellikler
Gözlemci ÖzellikleriBireyin dikkatini uzun süreli toplaması, bilgi işlem kapasitesini artırır.

Stratejiler kullanma, performansı bilişsel yapılarla karşılaştırma.

Davranışı yapabileceğine inanma ve içsel güdülenme.

Modelin benzer olduğunu düşünme öz yeterliği.

Kendi yaşına ve cinsiyetine uygun modelleri seçme.

Hüseyin Faruk YILDIRIM

Fen ve teknoloji dışında, sinema, fantastik edebiyat ve tarih sevdalısı, sıkı bir Yüzüklerin Efendisi hayranı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu