Şu anda bu web sayfasının AMP versiyonunu görüntülemektesiniz.
Benlik Gelişimi – KPSS Ders Notu | Hüseyin Faruk YILDIRIM

Benlik Gelişimi – KPSS Ders Notu

Gelişim Psikolojisinin son konusunda, Benlik Gelişimi konusu içerisinde bulunan Maslow ve Rogers’ın Benlik Gelişim Kuramlarına, Benlik Gelişiminde Bireysel Farklara değineceğiz.

BENLİK GELİŞİMİ

(İnsancıl – Hümanist Gelişim)

Hümanistik psikoloji, davranışcı ve psikoanalitik ekollere tepki olarak 1950’lerde ortaya çıkan ve kökleri varoluşçu düşünceye dayanan bir akımdır.

İnsancıl yaklaşıma göre, insan davranışlarından ve oluşturacağı kimliğinden kendisi sorumludur. Hayatı kendisi için yaşamaya değer ve anlamlı bir hale getirmek kişinin kendisine düşer. Geçmiş ya da gelecek değil, içinde yaşanılan an önemlidir.

En önemli temsilcileri Maslow, Rogers, Kohlberg ve From’dur.

MASLOW’UN GÖRÜŞLERİ

Fizyolojik ihtiyaçlar: Organizmanın yaşamını sürdürmesi için karşılaması gereken ihtiyaçlarıdır. Yeme, içme, cinsellik, uyku vs.

Güvenlik-Emniyet İhtiyacı: Kendini güven ve emniyet içinde ve tehlikeden uzak hissetmek.

Ait olma ve sevgi ihtiyaçları: Başkaları ile ilişki kurmak, kabul edilmek ve bir yere ait olmak veya arkadaş edinmek.

Saygı ihtiyacı: Prestij, başarı, yeterli olmak ve başkalarınca benimsenip tanınmak.

Estetik ihtiyacı: Güzeli ve iyiyi arama arzularını kapsar

Kognitif (bilişsel) gereksinimler: Öğrenme gereksinimleri.

Kendini gerçekleştirme ihtiyaçları: Bireyin doğuştan getirdiği gizil güçlerinin ortaya çıkmasıdır. Bireyin sahip olduğu gizil güçlerin ortaya çıkmasına Maslow, kendini gerçekleştirme ihtiyacı demiştir. Bu ihtiyaç bütün basamaklar karşılandıktan sonra ortaya çıkar.

Kendini gerçekleştiren insanın özelliklerinden bazı örnekler şunlardır;

  1. Kendini, başkalarını ve gerçeği olduğu gibi ve yargılamadan kabul etme,
  2. Doğal (spontane) davranma,
  3. İnsanlara ve kendine değer verme,
  4. Yaratıcı olabilme,
  5. Çalışkan olma ve sorumluluğunu bilme,
  6. Çevresi ile iyi ve dürüst ilişkiler kurma,
  7. Amacı ve aracı birbirinden ayırt etme,
  8. Yakın ve samimi bir çevre edinme,
  9. Eksiklerinin farkında olma ve giderme,
  10. Gerektiğinde yalnızlığa uyum sağlama,
  11. Sık sık savunma mekanizmalarını kullanmama,
  12. Yeteneklerini geliştirme,
  13. Yakın dostluklar kurduğu az kişinin olması.

ROGERS’İN GÖRÜŞLERİ

Ayna Benlik : Bireyin kendisini, başkalarının etkileri veya uyarımları aracılığıyla tanıması ve görmesidir (Topses, 2003).

NOT Rogers’a göre enlik kavramı aslında dört temel boyuta sahiptir. Bu dört boyutu şu şekilde açıklayabiliriz;

1. Zihinsel Benlik: Benliğin düşünme, algılama ve problem çözme gücü ile ilgili kısmıdır. (Sayısal yeteneklerim daha kuvvetli)

2. Sosyal Benlik: Benliğin toplumsal beceriler, içinde yaşadığı toplum ve kültürle ilgili kısmıdır. (Grup içerisinde ben hep sevilen bir kişi olmuşumdur)

3. Duygusal Benlik: Bireyin kendini gerçekleştirme kapasitesi ve duygusal zekâsını kapsar. (Sinirli olduğum durumları ve kendimi kontrol etmeyi biliyorum.)

4. Bedensel Benlik: Bireyin kendi fiziksel durumu ile ilgili düşünceleridir. (Ben gerçekten çok güzelim)

BAZI ÖNEMLİ BİREYSEL FARKLAR

1. DENETİM ODAĞI

2. EPİSTEMOLOJİK İNANÇ

3. EKOLOJİK PERSPEKTİF

4. CİNSİYET ROLÜ

  1. Erkeksiler (erkeksi rolü yüksek, kadınsı düşük),
  2. Kadınsılar (kadınsı rolü yüksek, erkeksi düşük),
  3. Cinsiyetsizler/belrisizler/farklılaşmamışlar (her iki rol de düşük) ve androjenler (her iki rol de yüksek).
  4. Karşı cinsin rollerini kendi kişiliğinde geliştirme ise androjen kişiliktir.

5. AİLENİN PARÇALANMASI

6. METABİLİŞ DÜZEYİ

7. ÖZ SAYGI

8. DOĞUM SIRASI

9. AİLE TUTUMLARI

İlgisiz tutum, aile çocuklara karşı vurdumduymaz davranır. Varlıkları ve yoklukları belli değildir. Aile tepkileri çok düşüktür. Aşırı koruyucu tutum, çocuğun yalnız bırakılmadığı bu aile tipinde bağımlı kimlikler oluşur. Bu çocuklar güven problemleri yaşayarak sağlıklı kararlar alamazlar.

Tutarsız – dengesiz tutum, annenin evet dediğine baba hayır der böylece çocuk doğru yanlış ayrımı yapmakta ciddi sıkıntı çeker. Kararlarında ciddi dengesizlik yaşarlar.

Yetkinci – mükemmeliyetçi tutum, bu aile tipinde ise çocuktan aşırı başarı beklenir. Doyumsuz anne baba kıyaslama yapar. Çocuktan her şeyin en iyisi beklenir ve anne baba kendi başaramadığını çocuktan bekler.

İtici tutum, anne baba çocuktan hoşlanmaz. Doğum öncesi çocuğun istenmemesi en büyük etkendir. Hep olumsuzluklar görülür ve çocuk her fırsatta dışlanıp ağır şekilde cezalandırılır.

Ana-baba, çocuğun davranışlarını ne aşırı derecede kontrol edip kısıtlamalı, ne de çocuğun her istediği şeyi yapmalıdır. Tutarlı ve güven verici (demokratik) bir tutuma sahip olmalıdır. Bu tür anne babalar kural koyarlar ama kuralların mantığını açılar ve eleştirileri dinlerler. Çocuklardan beklentilerini ve karşılanması beklenen standartları açıkça belirtip çocukla demokratik bir ilişki kurarlar. Daha bağımsız, kendine güvenen, dostluk kurabilen, kendine saygısı yüksek, başarıya güdülenmiş bireyler olurlar.

Exit mobile version